OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU | ESKİŞEHİR OTİZM
Otizm Spektrum
Bozukluğu Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk
yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Otizmin,
beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından
kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için
kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.
ESKİŞEHİR OTİZM BOZUKLUĞU
ÇALIŞAN UZMANLAR İÇİN TIKLAYIN!
Eskişehir Otizm Bozukluğu |
Otizm Spektrum
Bozukluğunun Nedeni Nedir?
Bugün, otizm spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu
bilinmemekle birlikte genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular vardır. Ancak
hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir. Çevresel
faktörlerin de otizme yol açabildiğine ilişkin görüşler vardır. Hem genetik
temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda araştırma
yapılmaktadır.
Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin
ekonomik koşullarıyla hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum
bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede
rastlanmaktadır.
Otizm Spektrum
Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Erken Teşhisin Önemi
Başkalarıyla göz teması kurmuyorsa,
İsmini söylediğinizde bakmıyorsa,
Söyleneni işitmiyor gibi davranıyorsa,
Parmağıyla istediği şeyi göstermiyorsa,
Oyuncaklarla oynamayı bilmiyorsa,
Akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermiyorsa,
Bazı sözleri tekrar tekrar ve ilişkisiz ortamlarda
söylüyorsa,
Konuşmada akranlarının gerisinde kalmışsa,
Sallanmak, çırpınmak gibi garip hareketleri varsa,
aşırı hareketli, hep kendi bildiğince davranıyorsa,
Gözleri bir şeye takılıp kalıyorsa,
Bazı eşyaları döndürmek, sıraya dizmek gibi sıra dışı
hareketler yapıyorsa,
Günlük yaşamındaki düzen değişikliklerine aşırı tepki
veriyorsa,
Otizm açısından değerlendirme yapmak gerekir. Erken tanı ve
doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde
ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim
sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli çocukların
ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmayabilmektedir.
Tanılama Süreçleri
Otizmin tanısı nasıl ve kimler tarafından konur?
Tanı koyabilecek kişiler, yalnızca konunun uzmanı olan
doktorlardır. Otizmli çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan farklı
değildir; ancak, davranışları farklıdır. Tanı, uzmanlar tarafından çocuğun
gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve anne-babalara çocuğun gelişimi
hakkında sorular sorulmasıyla konur. Otizmin tanısı 12 aylıktan itibaren
konabilir. Erken yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması açısından
önemlidir.
Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ruh
hastalıkları uzmanları ve çocuk nörologlarıdır.
1. Çocuk ruh hastalıkları uzmanı: Çocuk ruh hastalıkları
uzmanı, çocuk ruh sağlığını değerlendiren, tanılayan ve tedavi eden doktordur.
Çocuğunuzu gözler, sizinle görüşme yapar, tanı ölçütlerine göre çocuğunuzu
değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse tıbbi
tetkik ve ilaç tedavisi önerir. İlaç, eğitime destek ve istenmeyen hareketleri
kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizmin ilaçla tedavisi henüz mümkün
değildir.
Değişiklikleri takip edebilmesi, gerekli düzenlemeleri
yapabilmesi için düzenli aralıklarla (yılda bir ya da iki kez) çocuğunuzu çocuk
ruh hastalıkları uzmanına götürmelisiniz.
2. Çocuk nörologu: Çocuk nörologu çocuklardaki beyin ve
sinir sistemi sorunlarının uzmanıdır. Çocuk nörologu da otizme ilişkin
değerlendirme yapabilir. Ayrıca, çocuğunuzda otizmle ilişkili olabilecek bazı
hastalıkların (sara nöbetleri gibi) olduğu ya da otizm dışında başka sorunların
varlığı düşünülürse, çocuk nörologu tarafından bazı tıbbi tetkikler (MR, BT,
EEG vb.) ve tedaviler de yapılabilir. Ancak, bütün otizmli çocukların yalnızca
dörtte birinde bu tür sorunlar görülür. Dolayısıyla, doktor tarafından mutlaka
ihtiyaç olduğu söylenmediğinde, bu tetkiklerle kendinizi ve çocuğunuzu maddi ve
manevi olarak yıpratmayın.
Eğer çocuğunuz henüz otizm tanısı almamışsa hangi kurum ve
uzmanlara başvurabilirsiniz?
Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Bölümü
bulunan üniversite hastanelerine başvurabilirsiniz.
Çocuk ruh hastalıkları uzmanı veya çocuk nörologu bulunan
Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanelerine başvurabilirsiniz.
Eğer çocuğunuz otizm tanısı alırsa, ‘Çocuk Özel Gereksinim
Raporu’ (ÇÖZGER) çıkartmanız gerekir.
Çocuk Özel Gereksinim Raporu (ÇÖZGER) almak için ne
yapmalısınız?
Çocuk Özel Gereksinim Raporu (ÇÖZGER) almak için, Özürlü
Sağlık Kurulu bulunan bir hastaneye başvurmalısınız. Özürlü Sağlık Kurulu; iç
hastalıkları, genel cerrahi, göz hastalıkları, kulak-burun-boğaz, nöroloji veya
ruh hastalıkları uzmanlarından oluşur.
Sizin hatanız değil!
Otizm, günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur
ve Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control
Prevention)’nin verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inin otizm
tanısı aldığı tahmin edilirken, son
bilgiye göre her 54 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin edilmektedir.
Otizm tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü
farklı gruplarda görülebileceği, ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ve eğitim
düzeyi ile otizm spektrum bozukluğu arasında bir bağ olmadığı vurgulanmaktadır.
Cinsiyetle ilişkili olarak farklı görülme sıklığı bilgileri
bulunmasına rağmen, ortak görüş, erkeklerde kızlardan daha fazla görüldüğüdür.
Otizm tanısı alan çocukların çoğunda değişik derecelerde
öğrenme güçlüğü ve zeka geriliği de görülebilir.
Otizm, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda adı
çok sık duyulan bir özel eğitim kategorisidir. Otizm terimi, zaman içinde
yerini, otizm spektrum bozuklukları (ASD – autism spectrum disorders) terimine
bırakmıştır. Otizm spektrum bozukluğu kavramı ile ilişkili belli başlı olgular
şöyle sıralanabilir;
Otizm spektrum bozukluğunun nörolojik nedenlerden
kaynaklandığı sanılmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin önemli
bir bölümünde (yaklaşık %35), beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı
olarak; nöbet, istemsiz hareketler, bilinç yitimi vb. nörolojik sorunlar da
görülebilir.
Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak,
belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir.
Yapılan bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun
çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle
ilişkisi olmadığını göstermiştir.
Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal olabileceği yönünde
bulgular vardır; ancak, buna yol açan gen ya da genler henüz bulunmuş değildir.
Önceki yıllarda otizm spektrum bozukluğunun görülme oranının
500’de bir olduğu kabul edilirken, son verilere göre, otizm spektrum
bozukluğunun yaklaşık her 59 çocuktan birini etkilediği düşünülmektedir.
Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan 4,3 kat fazladır.
Sanıldığının aksine, otizm spektrum bozukluğu tanılı
bireylerin çoğunda, farklı düzeylerde zeka geriliği görülür. Ayrıca, zeka
testlerinde, belli alanlar, diğer alanlara kıyasla çok daha geri çıkabilir.
Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin pek azında
(yaklaşık %10), çok güçlü bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere
rastlanır.
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı kılavuza
(DSM-V’e) göre Otizm, “Otizm Açılımı Kapsamında Bozukluk” olarak adlandırılıp,
iki alandaki yetersizlikle kendini göstermektedir (APA, 2013):
1) Toplumsal İletişim ve Etkileşimde Güçlükler
İlişki kurma ve sürdürmede zorlanma
Göz kontağı kuramama
Duyguları ifade edememe
Etkileşim başlatma ve sürdürmede zorlanma
2) Sınırlı-Yineleyici Davranış Örüntüler (Tekrarlayıcı
Davranışlar)
Basmakalıp ve tekrarlayıcı motor hareketler
Aynılıkta ısrar, rutine sıkı bağlılık
Sınırlı ve yoğun ilgi alanı
Duyusal az veya çok uyarılma
ESKİŞEHİR OTİZM BOZUKLUĞU
ÇALIŞAN UZMANLAR İÇİN TIKLAYIN!
Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat
boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki
kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde
basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun
rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol
oynamaktadır.
Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür.
Otizmlilerin %70'inde zeka geriliği vardır. %'10 unda ise üstün zeka
görülebilir. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu,
duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilir.
Otizm belirtileri
nelerdir?
Bir çocuğa otizm tanısı konulabilmesi için
aşağıda sayılan belirtilerden en az 6 tanesini taşıyor olması gereklidir.
Sosyal etkileşimde yetersizlik ( göz teması kuramama,
yaşıtlarıyla ilgilenmeme ve oyun oynamama, normal mimik ve duygusal ifadeleri
göstermeme, etkileşim başlatma ve sürdürmede zorluk)
İletişim bozukluğu (konuşamama, aynı kelimenin sürekli
tekrarı (ekolali), konuşan çocuklarla iletişim kurmaya çalışmama)
Hayali veya sembolik oyunlar oynamama (hayali oyunlar
kurmama, tekrarlayan basit aktiviteler, sürekli aynı rutin hareketleri tekrar
etmek, bir nesnenin bir parçasına aşırı takıntılı olmak, duygusal olarak
uyarılamama veya aşırı tepki)
Ayrıca otizmli çocuklar aşağıda sıraladığımız
belirtilerin çoğunu gösterirler.
- Göz
teması ya yoktur yada kısıtlıdır.
- Adı
ile seslenince tepki vermezler
- Aşırı
hareketli veya hareketsiz olabilirler.
- Çevreleri
ile ilgilenmezler
- Sarılma
ve öpme gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar.
- Konuşmada
gecikme vardır.
- İnsanlarla
iletişim yerine cansız varlıklarla ilgilenirler.
- Topluluk
içinde yaşıtları ile diyalog kurmazlar, oyunlara katılmazlar, kendilerini
izole ederler.
- Konuşmayı
öğrenseler bile hep aynı kelimeyi tekrar ederler.
- Konuşmayı
iletişim aracı olarak kullanmazlar
- Uygun
olmayan cümleler kurar kalıp gibi konuşurlar.
- Konuşma
şekilleri ve ses tonları tekdüzedir.
- İlgisiz
şekilde her şeye gülebilir ve kıkırdayabilirler.
- Bir
cismin bir parçasına takıntı yapabilirler. ( örneğin sürekli arabanın
tekerleği ile oynamak)
- Bazı
objelere aşırı bağlanabilirler.
- Düzen
takıntıları vardır. Rutinleri bozulduğunda hırçınlaşabilirler.
- Tekrarlayan
bir hareketi örneğin el çırpma, zıplama, kendi etrafında dönme, sürekli
öne arkaya sallanma, kanat çırpma gibi yaparlar.
- Normal
çocuklar gibi hayal kurarak oyun oynamazlar, arabaları dizer sürekli
tekerini çevirirler.
- Sürekli
aynı oyunları oynarlar.
- Bazıları
çok inatçı ve hırçın olabilir.
- Sosyal
ortama girdiklerinde aşırı korkup tepki verebilirler.
- Sıklıkla
yemek yeme bozukluğu gösterirler.
- Kendilerine
ve etrafındaki eşyalara zarar verebilirler.
- Tehlikeye
karşı duyarsızdırlar.
- Acıya
karşı duyarsızdırlar.
- Yapılan
espriyi veya imayı anlamazlar.
- Normal
öğrenme metotlarına duyarsızdırlar
Otizm tedavisinde erken teşhis ve tedavi büyük önem
taşır.Tedavinin amacı otizmli bireyin sosyal ve bireysel yeteneklerini
geliştirmektir. Bu amaçla davranışsal eğitim ve özel terapiler uygulanır.
Uygulanacak tedavinin aileye uygun olması da önemlidir. Konuşma terapisi, motor
yetenekleri artırmaya yönelik terapiler, sosyal ileşim becerisini kazandırmaya
yönelik terapiler uygulanan tedaviler arasındadır.
İlaçlar, depresyon, dikkat eksikliği-hiperaktivite, obsesif
kompulsif bozukluk gibi otizme eşlik eden durumlarda kullanılabilir.
Otizm tedavisinde ebeveyn eğitimi de son derece önemlidir.
Otizm konusunda ailelere destek veren yasal sivil toplum kuruluşları
vardır.
Erken tanı konmuş ve yeterli tedavi edilmiş bazı yetişkin
otizmliler çalışabilir ve kendi kendilerine yaşayabilirler. Zeka geriliği
olanlar ve konuşamayanlar sürekli yardıma ihtiyaç duyarlar. Bunun yanı sıra
üstün zekalı otizmliler, birçok alanda (resim yapma, müzik aleti çalma
gibi) başarılı olabilir. Ancak sosyal becerileri her zaman sınırlıdır.
Çocuğunuzun davranışlarının diğer çocuklardan farklı
olduğunu düşünüyorsanız, yukarıda saydığımız belirtilerden bazıları çocuğunuzda
varsa hiç vakit kaybetmeden bir çocuk psikiyatristi ile görüşmelisiniz.
Unutmayın otizmde erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
ESKİŞEHİR OTİZM BOZUKLUĞU
ÇALIŞAN UZMANLAR İÇİN TIKLAYIN!
Otizm Spektrum
Bozukluğu Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, ya da kısa adıyla OSB, bir bireyin
beyninin gelişiminde başkalarını nasıl algıladığını ve onlarla nasıl
sosyalleştiğini etkileyen, bu sebeple de sosyal etkileşim ve iletişimde
sorunlara neden olan bir tıbbi durumdur.
Hastalık ayrıca belirli sınırların dışına çıkamayan veya
tekrarlayan davranış kalıplarını da içerir. Otizm spektrum bozukluğu içinde
kullanılan "spektrum" terimi, geniş bir yelpaze üzerine yayılmış
semptomları ve semptomların derecesini ifade eder.
Otizm spektrum bozukluğu çocukluk döneminin başında gelişim
gösterir ve nihayetinde bireyin toplum içinde, örneğin sosyal hayatta, okulda,
ya da çalışma hayatında sorunlarla karşılaşmasına neden olur.
Doğumdan sonraki ilk yıl içinde otizm belirtileri ortaya
çıkar. Daha nadir vakalarda ise ilk sene boyunca çocukta normal gelişim devam
eder ve daha sonra otizm belirtilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte çocuklar, 18
ila 24 ay arasında bir gerileme döneminden geçer.
Otizm spektrum bozukluğunun tam anlamıyla iyileşmesi mümkün
olmasa da, erken başlanan ve yoğun olarak sürdürülen tedavi birçok vakada
çocuğun hayatında büyük ve önemli bir fark yaratabilir.
Otizm Spektrum Bozukluğu Çeşitleri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğu günümüzde Otizm, Asperger sendromu
(AS), Çocukluğun dezintegratif bozukluğudur (ÇDB). Önceden tanımlanmamış
gelişimsel bozukluk türünde olduğu gibi, birbirinden bağımsız oldukları kabul
edilen tıbbi durumların tamamını kapsamaktadır.
Otizm belirtilerine sahip ancak hastalığa tanı konacak kadar
yeterli kriterleri sağlamayan çocuklara verilen tanıya atipik otizm denir. Bu
tür otizmin varlığı tartışmalı olsa bile, çocuklarda otizm belirtileri
görüldüğü zaman mutlaka bir uzman doktora başvurulmalıdır.
Nedenleri
Otizm Spektrum
Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Otizm spektrum bozukluğunun bilinen tek bir nedeni yoktur.
Hem genetik faktörlerin hem de çevre faktörlerinin farklı roller oynadığı öne
sürülmektedir. Ancak aşılar ile otizm spektrum bozukluğu arasında bir bağlantı
olmadığı tıp uzmanları tarafından kesin olarak bilinmektedir. Günümüzde otizm
spektrum bozukluğu tanısı alan çocuk sayısı, geçmişe göre artış göstermektedir.
Genetik faktörlere bakıldığında, birkaç farklı genin otizm
spektrum bozukluğunda rol oynadığı görülmektedir. Bazı vakalarda otizm spektrum
bozukluğu Rett sendromu veya kırılgan X sendromu (FXS), yani diğer adıyla
frajil X sendromu denilen genetik bir bozuklukla ilişkilendirilebilir. Diğer
vakalarda ise genetik mutasyonlar otizm spektrum bozukluğu riskini artırabilir.
Bunlardan ayrı olarak başka genler beyin gelişimini, beyin
hücrelerinin kendi aralarındaki iletişim biçimini etkileyebilir veya
semptomların şiddetini belirleyebilir. Bazı genetik mutasyonların, yani
değişimlerin kalıtsal olduğu görülürken diğerlerinin kendiliğinden ortaya
çıktığı gözlemlenmiştir.
Çevresel faktörlere bakıldığında ise günümüzde viral
enfeksiyonlar, hamilelik sırasında alınan ilaçlar, ortaya çıkan komplikasyonlar
veya hava kirliliği gibi faktörlerin otizm spektrum bozukluğunu tetiklemede rol
oynayıp oynamadığı araştırmacılar tarafından incelenmektedir.
Otizm spektrum bozukluğu dünyanın her köşesindeki çocukları
etkileyebilir, ancak bazı faktörler bu bozukluğun ortaya çıkması riskini
artırabilir.
Belirtiler
Otizm Spektrum
Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Bazı çocuklar erken bebeklik döneminde göz temasından
kaçınma, isimlerine yanıt vermeme ya da bakımlarını sağlayan kişilere karşı
kayıtsızlık gibi otizm spektrum bozukluğunun ilk belirtilerini gösterebilir.
Diğer vakalarda ise çocuklar yaşamın ilk birkaç ayında veya
ilk yılında normal gelişim gösterebilir, ancak aniden kendi içine çekilip
gerileme gösterebilir, agresif bir tutum takınabilir veya o zamana kadar
edindikleri dil becerilerini kaybedebilir. Bu semptomlar genellikle 2 yaşına
kadar görülür.
Otizm spektrum bozukluğu olan bazı çocuklar öğrenmede zorluk
çekebilir veya normalden daha düşük zekaya sahip olma belirtileri görülebilir.
Spektrum üzerindeki diğer çocuklarda ise normal ve hatta
yüksek zeka görülebilir. Bu çocuklar hızlı öğrenme yetisine sahiptirler, ancak
bildiklerini günlük hayatta uygulamak, karşılıklı iletişim kurmak ve sosyal
durumlara uyum sağlamakta zorluk çekebilirler.
Otizm spektrum bozukluğu olan her çocuk, spektrumun bir
diğerinden farklı ve benzersiz bir konumundadır. Bu bozukluğa sahip bireylerin
her birisinde düşük işlevden yüksek işlevliğe kadar yayılan benzersiz bir
davranış modeli ve şiddete eğilim seviyesi görülebilir.
Spektrumun, her bireyde bir diğerine göre farklı ve bir
belirtisi ortaya çıkabilir bu nedenle, bozukluğun ne kadar ağır olduğunun
belirlenmesi kolay olmayabilir. Çocuğun engel seviyesi ve günlük hayatındaki
faaliyetleri ne kadar gerçekleştirebildiğiyle ilgili bilgi toplanmalıdır.
Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler tarafından gösterilen
bazı yaygın belirtiler aşağıdaki gibi gruplandırılarak verilmiştir:
Sosyal iletişim ve etkileşim
Otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğun veya yetişkin bir
bireyin sosyal etkileşim ve iletişim becerileri ile ilgili çeşitli sorunları
olabilir bunlar;
Adının söylenmesine tepki vermemesi veya zaman zaman
kendisiyle konuşan bireyleri duymuyor gibi görünmesi,
Kucaklanmaya ve taşınmaya direniş göstermesi, tek başına
oynamayı, kendi dünyasına geri çekilmeyi tercih etmesi,
Göz temasından kaçınması ve belirli bir yüz ifadesi
yoksunluğu,
Konuşmaması, geç konuşması veya daha önce kazanılan kelime
ya da cümleleri söyleme yeteneğini kaybetmesi,
Kendiliğinden diyalog başlatamaması veya diyaloğu
sürdürmemesi, yalnızca bir istek belirtmek ya da bir şeyi tanımlamak için
diyalog başlatması,
Anormal şarkı söyler gibi bir ritimle ya da robot sesi
benzeri tekdüze bir ton ile konuşma eğilimi,
Kelimeleri ya da cümleleri kelimesi kelimesine tekrarladığı
halde nasıl kullanılacağını anlamaması, sürekli aynı kelimenin tekrarı,
Basit soruları veya talimatları anlamıyor gibi görünmesi,
Duyguları veya hislerini ifade edememesi ve başkalarının
duygularının farkına varamaması,
Nesneleri getirmemesi, veya onlara işaret etmemesi,
Karşılıklı sosyal etkileşime pasif, saldırgan veya yıkıcı
tarzda ve duruma uygunsuz bir şekilde yaklaşma eğilimi,
Yüz ifadesi, vücut dili veya ses tonu gibi kelimelerle ifade
edilmeyen iletişim yöntemlerini tanımada zorluk çekmesi.
Mizah ve imayı anlamakta güçlük çekmesi,
Tehlikeye karşı duyarsızlık,
Yoğun inatçılık ve hırçınlık,
Davranış Biçimleri
Otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğun veya yetişkin bir
bireyin davranış biçimleri ile ilgili çeşitli sorunları olabilir bunlar;
Öne arkaya sallama, kendi çevresinde dönme veya el çırpma
gibi kendini tekrarlayan hareketler,
Kendini ısırma veya başına vurma gibi kendine zarar
verebilecek faaliyetler,
Belirli rutinleri veya ritüelleri geliştirme ve bunlarda
meydana gelecek en ufak bir değişiklikten büyük rahatsızlık duyma,
Koordinasyon sorunları görülmesi
yak parmakları üzerinde yürüme
Bir şeyleri düşürme, sürekli takılma gibi hareket
kalıplarını tekrarlama, garip, sert veya abartılı bir vücut dili kullanma
Bir oyuncak arabanın dönen tekerlekleri gibi herhangi bir
nesnenin detaylarından aşırı etkilenme, ancak bu nesnenin genel amacı veya
işlevi anlayamama,
Işığa, sese veya temasa karşı alışılmadık derecede hassas
olmasına rağmen ağrı veya sıcaklığa kayıtsız olma,
Taklitçilik ya da yalandan inanma gibi hareketleri yapamama,
Bir nesne ya da faaliyete anormal derecede odaklanma veya
takılma,
Belirli yiyecek türlerini toptan reddetme veya sadece
belirli yemekleri yeme.
Otizm spektrum bozukluğu olan bazı bireyler büyüdükçe ve
olgunlaştıkça başkaları ile daha fazla iletişime geçebilir ve davranışlarında
daha az rahatsızlık gözlemlenebilir. Hastalığın daha az görüldüğü bazı
vakalarda normal veya normale yakın bir hayat sürülmesi mümkün olabilir.
Bununla birlikte, spektrum üzerindeki diğer çocuklar dil
veya sosyal becerilerle ilgili zorluk yaşamaya devam edebilir ve gençlik
yıllarının gelmesiyle davranışsal ve duygusal problemler daha ağır bir hal
alabilir.
Tanı Yöntemleri
Otizm Spektrum
Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?
Bütün bebekler kendi hızlarında, kendi programlarına uygun
bir şekilde gelişirler. Ancak otizm spektrum bozukluğu olan çocukların
gelişimin belirtilerinde genellikle 2 yaşından önce belirtiler görülmeye
başlanır.
Eğer bir çocuğun gelişimi hakkında endişeler varsa veya
çocuğun otizm spektrum bozukluğu olabileceğine dair şüphe mevcutsa bu endişeler
doktorlarla paylaşılmalıdır. Otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk
psikologlarıyla, çocuk nörologlarıdır. Otizm spektrum bozukluğunda görülen
semptomlar diğer gelişimsel bozukluklarla da bağlantılı olabilir.
Otizm Spektrum
Bozukluğu Testi Nasıl Yapılır?
Otizm spektrum bozukluğu tanısı konulması için belirli bir
otizm testi yoktur. Uzman doktor, çocuğun bilişsel, dil ve sosyal becerilerinde
var olabilecek gecikmeleri tespit etmek için tepkilerin varlığı ya da yokluğunu
belirleyen çeşitli gelişimsel testler önerebilir:
6. aya kadar gülümsemeye ya da mutlu bir ifadeyle tepki
vermeye başlamaması,
9. aya kadar sesleri veya yüz ifadelerini kopyalamaya
başlamaması,
12. aya kadar gevezelik etmeye veya mırıldanmaya
başlamaması,
14. aya kadar el sallama ya da işaret etmeye başlamaması,
16. aya kadar tek kelime söylemeye başlamaması,
18. aya kadar taklitçiliğe ya da yalandan inanmaya
başlamaması,
24. aya kadar iki kelimelik sözcük öbeklerini söylemeye
başlamaması,
Herhangi bir yaşta dil kullanımı veya sosyal becerileri
yitirmesi.
Tedavi Yöntemleri
Otizm Spektrum
Bozukluğu Nasıl Önlenir?
Otizm spektrum bozukluğunu önlemenin henüz bilinen bir yolu
yoktur, ancak uygulanabilir çeşitli tedavi seçenekleri vardır. Erken tanı ve
erken müdahale en faydalı tedavi yöntemidir.
Davranış, beceri ve dil gelişimine yardımcı olabilir. Ancak,
geç kalınsa bile müdahale her yaşta fayda sağlayabilir. Otizm spektrum
bozukluğu semptomları genellikle bütünüyle aşılamasa bile, spektruma sahip
birey iyi bir şekilde hayatını sürdürmeyi öğrenebilir.
Otizm Spektrum
Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?
Otizm spektrum bozukluğu için kesin bir tedavi yoktur. Aynı
zamanda Otizm Spektrum bozukluğuna sahip bütün bireylerin hepsine uyan tek bir
tedavi de yoktur.
Otizm spektrum bozukluğu tedavisinin amacı, semptomları
azaltarak gelişimi, öğrenmeyi desteklemek ve çocuğun yapabileceği işlevlerin en
üst düzeyde olmasını sağlamaktır. Okul öncesi yıllarda yapılacak erken müdahale
çocuğunun sosyal, iletişimsel, işlevsel ve davranışsal becerileri öğrenmesine
yardımcı olabilir.
Otizm spektrum bozukluğuna yönelik ev ya da okul temelli
tedavi ve müdahaleler geniş kapsamlı olabilir. Aynı şekilde bireyin ihtiyaçları
zaman içinde değişebilir. Konuyla ilgili başvurulacak sağlık uzmanı bireyin
ihtiyaçlarına uygun çeşitli seçenekler sunabilir. Otizm spektrum bozukluğu
teşhisi konulduğunda bireyin ihtiyacına göre bir tedavi programı uygulanmalıdır.
Otizm spektrum
bozukluğunda kullanılan tedavi seçenekleri:
Davranış ve iletişim terapileri
Otizm spektrum bozukluğu ile ilişkili sosyal, dil ve
davranışsal zorlukları ele alan birçok program vardır. Bazı programlar sorunlu
davranışları azaltmaya ve yeni beceriler öğretmeye odaklanırken, diğer
programlar çocuklara çeşitli sosyal durumlarda nasıl davranacaklarını veya
başkalarıyla nasıl daha iyi iletişim kuracaklarını öğretmeye odaklanır.
Aynı zamanda davranışsal yöntem olarak bilinen Uygulamalı
Davranış Analizi (ABA), ödül tabanlı bir motivasyon sistemi aracılığıyla
çocukların yeni beceriler öğrenmesine ve bu becerileri, birden fazla durumda
faydalanabilecek şekilde genelleştirmesine yardımcı olabilir.
Eğitim terapileri
Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar sıklıkla yoğun olarak
planlanmış eğitim programlarına karşı daha olumlu tepki verirler. Uzman
ekiplerin hazırladığı başarılı programlar arasında; sosyal becerileri,
iletişimi ve davranışı geliştirmek için çeşitli aktivite içeren programlar
bulunur.
Aile terapileri
Bu terapiler sayesinde ailenin diğer üyeleri, çocukların
sorunlu davranışları yönetecek, onların sosyal etkileşim becerilerini
geliştirecek ve günlük yaşam becerileriyle iletişim kurmayı öğretecek şekilde nasıl
oynamaları ve etkileşime girmeleri gerektiğini öğrenebilirler.
Diğer tedaviler
Bireyin ihtiyaçlarına bağlı olarak, iletişim becerilerini
geliştirmek için konuşma terapisi, günlük yaşamda gerekli olacak faaliyetleri
öğretmek için iş ve uğraş terapisi ile birlikte hareket - denge konusundaki
sorunları iyileştirmek için fizik tedavi çalışmaları faydalı olabilir. Bu
süreçte başvurulacak bir psikolog sorunlu davranışları ele almanın ve mümkünse
bir çözüme ulaştırmanın yollarını önerebilir.
İlaçlar
Hiçbir ilaç, otizm spektrum bozukluğunun temel belirtilerini
iyileştiremez. Bununla birlikte belirli semptomların kontrolüne yardımcı olması
için hekim tarafından önerilen ilaçlar kullanılabilir.
Tıbbi sağlık sorunları
Otizm spektrum bozukluğu olan çocukların bunun yanı sıra
epilepsi, uyku bozukluklarıveya mide problemleri gibi tıbbi sorunları olabilir.
Bu koşulların her birisinin doğru şekilde yönetilmesi için bir doktora
başvurulması tavsiye edilir.
Ergenlik sorunları
Otizm spektrum bozukluğu olan gençler ve genç yetişkinler
vücutlarında meydana gelen değişiklikleri anlamakta zorluk çekebilirler.
Ayrıca, ergenlik döneminde sosyal durumlar giderek daha karmaşık hale
gelebilir. Davranış sorunları gençlik yıllarında daha da ağırlaşabilir.
Diğer ruh sağlığı bozuklukları
Otizm spektrum bozukluğu olan gençler ve yetişkinlerde
genellikle anksiyete ve depresyon gibi diğer zihinsel sağlık bozuklukları da
görülebilir. Bu koşulların doğru yönetilmesi için doktorlar, psikologlar ve
sosyal destek kurumları yardım sunabilir.
ESKİŞEHİR OTİZM BOZUKLUĞU
ÇALIŞAN UZMANLAR İÇİN TIKLAYIN!
Yaşamın ilk üç yılında görülmeye başlayan otizm, günümüzde
en sık rastlanan nörolojik bozukluklardan biri olarak tanımlanıyor. Otizmli
çocukların çevreleri ile temas ve iletişimlerinde çeşitli problemler görülüyor
ancak hastalar erken tanı ve doğru rehabilitasyon programları ile hayata
kazandırılabiliyor. Bilinen bir ilaç prosedürü ya da ameliyat gibi tedavi
seçenekleri olmayan bu hastalıkta, rehabilitasyon süreci hastaya göre değişiyor
OTİZM NEDİR? OTİZM NE DEMEK?
Otizm spektrum bozukluğu ya da bilinen adıyla otizm erken
çocukluk döneminde başlayan, ciddi bir gelişimsel bozukluktur. Genellikle,
oturma, yürüme gibi motor becerilerin gelişiminde, boy ve kilo alımında bir
sorun görülmemektedir. Otizmli çocukların dış görünüşleri diğer çocuklardan
farklı değildir. Aksine güzel ve sağlıklı görünen çocuklardır. Bazılarının baş
çevresi büyük olabilir. Asıl sorun, sosyal etkileşime, iletişime zarar veren,
sınırlı ilgi alanlarına ve tekrarlanan hareketlere yol açan davranışlarının
bulunmasıdır. Bazen belirtiler 1 yaşından önce başlarken, bazılarında normal
psiko-sosyal gelişme olup “mama, baba” gibi ilk kelimeler söylendikten sonra
gelişimde gerileme, duraksama fark edilir. Otizmin beynin yapısını ve
işleyişini etkileyen sinir sistemindeki sorunlardan kaynaklandığı
düşünülmektedir. Bu hastalığın çocuk yetiştirme türleriyle ve ailenin
sosyo-ekonomik düzeyiyle bir ilgisi bulunmamaktadır
OTİZM NEDEN OLUR?
Otizmin kesin nedeni günümüze kadar yapılan araştırmalar
neticesinde henüz bulunamamıştır. Genetik ve bazı çevresel faktörler (doğum
komplikasyonları, viral enfeksiyonlar ve çevre kirliliği) otizm sebebi olarak
gösterilmiş ancak henüz kesin olarak ispatlanmamıştır. Beyin fonksiyonlarını ve
hücre iletişimlerini bozan, nadir de olsa bazı genetik, nörometabolik (beyin
kimya bozuklukları) hastalıklarda veya epilepsi gibi durumlarda otizm
bulgularının görüldüğü bilinmektedir. Günümüzde aşı ile otizm arasında bir
ilişki olduğu kesinlikle gösterilmemiştir
OTİZM BELİRTİLERİ NELERDİR?
Belirtilerin, küçük çocuğun umursamazlığı mı yoksa iletişim
konusundaki isteksizliği mi olduğuna karar verilmesi zordur. Konuşma gecikmesi
birçok sağlıklı çocukta da görülebilmektedir. Çocuğun bazen belirtileri
gösterirken bazen de sağlıklı gelişiyor gibi davranması ailenin kafasını
karıştırabilir. Otizmin bir spektrum bozukluğu olarak adlandırılması tam da bu
yüzdendir. Hafiften ağıra doğru olan belirti şiddetleri; sağlıklı ama yavaş
gelişen çocukla, ağır nöro psikolojik hastalık arasında bir yelpaze oluşturur.
Uyku, besin seçme gibi zorluklar sıklıkla bulunabilir.
Otizmin en temel belirtisi, çocukların göz teması
kuramamalarıdır. Kısa süreli, çekingen bakış, göz kontağı varmış gibi bakma ama
karşıdakini anlamaya yönelik bakmama gibi durumlar olabilir. İsmi ile çağrılan
çocuklar genellikle tepki veremez ve neredeyse tümünde konuşma problemleri
vardır. Bu hastalar ya hiç konuşamaz veya geç veya tuhaf konuşur. Taklit
becerileri kısıtlıdır. Bay-bay yapma, selam verme ve mimik kullanmak gibi
taklitleri geç öğrenirler.
Otistik çocuklar işaret ile isteklerini gösteremez ve
iletişim problemleri çok sıktır. İhtiyaçlarını, karşılayacak kişinin kolunu
çekerek, onu kaldırıp götürerek, ağlayarak gösterirler. Yaşıtları veya büyükler
ile iletişim kurmada isteksizdirler. Grup oyunlarına katılamaz ve oyuncaklar
ile anlamlı bir şekilde oynayamazlar. Akranlarıyla olmak yerine kendi halinde
olmayı tercih ederler. Bazı çocuklarda sallanma, el çırpma, kanat çırpma gibi
“stereotipi” denilen, tekrarlayan anormal hareketler veya koridorda koşturma,
ışığı açma-kapama gibi takıntılı davranışlar görülebilir. Otistik
çocukların bir diğer önemli belirtisi temastan hoşlanmamalarıdır. Bebeklik
çağında bile anne kucağında sakinleşmez, aksine rahatsız olurlar. Otistik
çocuklar kendilerine ait ayrı bir dünyada yaşar. Otistik bir çocuk kucağa
alınmayı önemsemez. İstediğine ulaşmak için herkesin kucağına gidebilir,
yabancı algılaması yoktur. 2-3 yaşına geldiğinde cansız objelere daha fazla
ilgi gösterirler. Sürekli ellerinde bir eşya tutma, objeleri dizerek oynama,
arabayı ters çevirip tekerleğini döndürme veya yatarak arabanın dönen
tekerleğini izleme gibi oyunları vardır. Oyuncağın bütünü yerine bir parçasıyla
oynamayı severler. Onun için canlıyla cansız arasında çok fazla fark yoktur.
İnsanlarla anlamlı göz kontağı kurmazlar. Ses, ışık ve kokuya karşı aşırı
duyarlı olabilir, beklenmedik tepkiler verebilirler. Bazen kendisine
söylenenleri papağan gibi tekrar ederler, ben-sen gibi zamirleri ters
söylerler.
OTİZMİN TANISI NASIL KONULUR?
Otizm teşhisi laboratuvar testleri, görüntüleme
yöntemleriyle konulmamaktadır. Tanı, çocuk psikiyatristi tarafından çocuğun
gözlemlenmesi, aileye bazı soruların sorulması ve gelişim testleriyle konulur.
Ayırıcı tanı, eşlik eden hastalıklar yönünden gerekirse kan tahlilleri,
nörolojik, kulak-burun boğaz, metabolik hastalıklar için başka uzmanlık
alanlarından konsültasyon istenebilir. Teşhisi anne karnında mümkün olmayan
otizm, kız çocuklarına oranla erkek çocuklarda dört kat daha fazla
görülmektedir.
OTİZM TEDAVİSİ NASILDIR?
Otizm spektrum bozukluğu sorununun bilinen bir ilaç,
ameliyat gibi tedavisi yoktur. Tedavinin ana amaçları, yaşam kalitesi ile
işlevsel bağımsızlığı artırmaktır. Gelişmedeki gecikmeleri desteklemek, ilgili
bozuklukları tedavi etmek ve ailenin süreci yönetmesine yardımcı olmaktır.
Beynin ilk 3 yıldaki gelişimi, öğrenmesi çok hızlıdır. Dışardan gelen doğru ve
yoğun uyaranlarla erken müdahale, tüm gelişimsel bozukluklar gibi burada da en
etkili yöntemdir.
Tedavi çocuğun gereksinimlerine göre planlanmaktadır. Küçük
yaşlarda yoğun ve sürekli eğitim programları ile davranış terapileri,
çocukların kendine bakabilme, sosyal ve iş yetileri kazanabilmesine yardımcı
olur. Böylece işlevselliği artırır, belirtilerin şiddetini ve uyumsuz
davranışları azaltır. Erken yaşta başlanan, aile desteği ile birlikte çocuğun
yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre bireysel ve grup olarak özel eğitim
programları hazırlanması, uzman kişilerce uygulanması, günümüzde bilinen tek
“tedavi” yöntemidir. Özel eğitim ve ekip çalışmasını gerektiren tedavi uzun
sürelidir ve ekipte çocuğun kendi doktoru, özel eğitimcisi, konuşma uzmanı,
çocuk psikiyatri ve/veya çocuk nöroloğu mutlaka bulunmalıdır. Uygulanacak olan
ilaç tedavileri ise otizme eşlik eden ve varsa mevcut problemleri azaltmaya
yöneliktir.
OTİZM İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR
Otizm genetik bir problem midir?
Hafif vakalar da tabloya eklendiğinde otizm her 110 çocuktan
birinde görülmektedir. Akrabalarda otizm görülme riski, diğer çocuklara oranla
daha fazla olabilir. Yapılan araştırmalara göre otizmli bir çocuğun kardeşinde
yüzde 3 oranında otizm görülebilmektedir. Aile bir çocuk daha dünyaya getirmek
istiyorsa mutlaka bir uzmana danışmalıdır. Akraba evliliği otizm için risk
oluşturabilmektedir. Çeşitli genlerde olan mutasyonlar arasında ya da çevre ile
mutasyona uğramış genler arasında önemli etkileşimler bulunabilir. Dolayısıyla,
otizm vakalarının önemli bir yüzdesinin kalıtımla ilgisi olsa da, bu hastalık
direkt genetikle geçmemektedir. Bu nedenle soyağacında doğrudan otizmi olan
bireyler bulunmayabilir. Çeşitli genler bunlara aday olarak saptanmıştır ancak
her birinin etkisi kendi başına çok düşüktür. Yani ebeveyn genomunda otizme
neden olan mutasyonlar bulunmayabilir.
Otizmde ailenin rolü nedir?
Otizmli çocukların ailelerine önemli bir sorumluluk
düşmektedir. Hastalığın tanımlanmasından itibaren ailelerin bu durumu kabul
etmesine kadar olan süreç oldukça zordur. Bu dönem ayrıca hastalığın tedavisi
için de büyük önem taşımaktadır. Tedaviye başlamak için ailenin motivasyonu ve
aynı zamanda sosyal çevrenin de anne babaya desteği önemlidir. Otizmli
çocukların ebeveynleri öncelikle bu sorunu kabullenmekte güçlük yaşayabilir.
İlk etapta öfke ve isyan gibi tepkiler gözlemlenebilmektedir. Bunlarla birlikte
geleceğe yönelik kaygı da oluşabilir. Utanma, suçluluk hissi ve sonrasında
kabullenme, uyum sağlama gibi durumlar görülebilir. Teşhis sonrası tedavi ile
eğitim sürecine başlanıldığında ailenin profesyonel olarak destek alması ve bu
sürece hazırlanması oldukça önemlidir. Ailenin oldukça sabırlı olması gereken
bu dönemde, oldukça yoğun bir emek harcandığı da bilinen gerçekler arasındadır.
Ailenin çocuğunun özel olduğunu kabul etmesi ve bu konu ile ilgili eğitim, uyum
süreçlerini araştırması, çocuğun geleceği için en önemli parametrelerdir. Anne
babaların kendi çocukları ile aynı durumda olan ailelerle bir araya gelmeleri,
çocukları için daha fazla ne yapabilecekleri konusunda fikir sahibi olmaları,
bu uyum sürecine daha çok destek vermektedir. Ailelerin otizmli çocuklarını
benimsemeleri ve sürece uyum sağlamalarının ardından değişen bir hayat
tarzından bahsetmek mümkün olabilmektedir. Özellikli bir eğitim süreci ile
otizm gerileyebilmektedir. Otizmli vakalar üzerinde yapılan birçok araştırmada,
aile desteği gören çocukların topluma uyum sürecinin daha kolay olduğu ortaya
konulmuştur.
Otizm testi nasıl uygulanır?
Otizm için tıbbi bir test yoktur, bazı tarama yöntemleri
uygulanabilmektedir. Bunlar da çocukların gözlemlenmesini içeren tanı
yöntemleridir. Örneğin bu konuda CARS Derecelendirme Sistemi kullanılmaktadır.
Çocukların, diğer insanlarla iletişimleri, vücutlarını nasıl kullandıkları,
değişikliklere adapte olup olamadıkları ve sözlü iletişimleri
değerlendirilmektedir. M-CHAT yönteminde de bir soru listesi vardır. 18 aydan
küçük çocuklar incelenmektedir. Sorular iki kısımdan oluşur. Biri ebeveynler,
diğeri de çocuk psikiyatristi içindir. Bunun yanında 40 maddeden oluşan bir
otizm tarama testinden yararlanılmaktadır. Bu da çocuğun iletişimini ve sosyal
durumunu değerlendirmektedir. Ayrıca iki yaş için bir tarama testi de
bulunmaktadır. Burada da oyun becerisi, motor beceriler ve dikkat durumları
değerlendirilmektedir.
Aileler otizmde nelere dikkat etmeli?
Aileler çocuklarında şu maddelere özellikle dikkat etmeli ve
mutlaka uzman yardımı almalıdır.
•
Sosyal hayata adaptasyon sorunları,
• İletişim kurma
problemi,
• Söylenenleri
algılama ya da yapma eylemini gerçekleştiremememe,
• Göz teması
kuramama,
• Sürekli
tekrarlayan hareketler gerçekleştirme,
• Kendini ifade
edememe,
• Oyun becerisinin
olmaması
• Anne ve babayı
ayırt edememe
• Nesnelere
çevresel bakış
• Çocuğun kollarını kanat
çırpar gibi çırpması, dönme, sallanma, zıplama hareketleri
Otizm çeşitleri nelerdir?
Otizm türleri konusu henüz bilimsel kesin bir ayrıma gidilmemiş
olan konulardan biridir. Otizmdeki bozuklukların çok çeşitli mekanizmalar
üzerinden, farklı nedenlerle çıkabildiği söylenebilir. Otizm, temel bir
biçimde; zihinsel geriliğin eşlik ettiği form ile zihinsel yetilerin normal ya
da üstün olduğu form olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunlar “yüksek işlevli
ve düşük işlevli otizm” şeklinde tanımlanabilir. Bazı çocuklarda da, normal
gelişim sürerken daha sonrasında otizm çıkabilmektedir. Bu da otizmin bir alt
tipi olabilmektedir. Her ne kadar hastalığın ortaya çıkış nedeni bazı olaylara
bağlanabilse de( anne-baba ayrılığı gibi) bunun da genetik bir kökeni olduğu
düşünülmektedir. Otizm hastaları içinde epilepsi sıklıkla görülebilmektedir.
Epilepsinin rastlandığı ve görülmediği hastalık tipleri de bulunmaktadır. Otizm
türleri cinsiyete göre de ayrılabilir, bilimin henüz bununla ilgili net bir
cevabı yok.
Otizmin aşamaları nelerdir?
Otizm gelişen bir beyinde ortaya çıkmaktadır. Henüz bebek
doğmadan beyin gelişimi sırasındaki bazı aksamalarla ortaya çıkabilir. Farklı
otizm tiplerinde, değişik mekanizmalar üzerinden ayrı ayrı sendromlar da ortaya
çıkabilir. Gelişimsel aşamalar çocuğun yaşına göre tespit edilebilir. İlk 8 ay
önemli bir dönemdir. Bu süre zarfında otizm belirtileri hakkında fikir
edinilmesi mümkün olabilmektedir. 18 aylıkken bilimsel taramalar yapılabilir.
Kesin tanı konuşma döneminin olduğu 3 yaşında konulabilmektedir.
Atipik otizm nedir?
Otizm belirtisi gösteren ancak bu hastalık için yeterli tanı
kriteri taşımayan hastalar “atipik otizm” grubunda değerlendirilmektedir.
Atipik otizmin iyileşme süreci daha kolay olabilmektedir. Tedavi sürecinde özel
eğitimlerle çocukların becerilerini geliştirip, konuşmalarını güçlendirmesi
hedeflenir.
Aşı otizm yapar mı?
Çocukluk çağında yapılan aşıların otizme neden olabileceği
yönündeki iddiaların kaynağında, aşının içinde virüs ve bakterin canlı
kalmasını sağlayan bir ağır metal olan civa bulunması yatmaktadır. Çocukları
otizmli olan pek çok aile genellikle 18 ay civarında bu durumdan şüphe
duymaktadır ve bu dönem de rutin aşı takvimindeki 3’lü karma aşı zamanına denk
gelmektedir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün yayımladığı raporda; etil cıvanın
(thiomersal) vücutta yarılanma ömrünün bir haftadan daha kısa olduğu, cıvaya
bağlı bir takım kronik hastalıkların görülmesinin söz konusu olmadığı
açıklanmıştır. Vücuttan atılımı zor olan metil cıvadır. Metil cıvanın
içeriğinde thiomersal bulunmamaktadır. Thiomersal içeren aşıların kullanımı ile
otizm başta olmak üzere bir takım kronik hastalıkların arttığı iddiaları
üzerine, bu ilişkiyi araştıran birçok bilimsel araştırma yapılmıştır. Kızamık
aşısının da SSPE ve otizmle herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, Dünya Sağlık
Örgütü tarafından da deklare edilmiştir.
Konuşamamak otizm belirtisi mi?
Çocuklarda konuşamama durumu, otizmin de bir belirtisi olabilir. Çocukluk
çağında yaş grubuna göre dil gelişimi süreci şöyle ilerlemektedir:
- Bebek
ilk bir ayda ağlama, öksürme, hapşırma gibi doğal sesler çıkarır. Birinci
ayın sonunda ağlamaları çeşitli durumlara göre farklılaşmaya başlar.
- İkinci
ve üçüncü aylarda bebek güler, ” k” ve “g” gibi ünsüz ve “a” “e”, “o” gibi
ünlü harfleri çıkarmaya başlar.
- 4 ve
6’ıncı aylar arasında ünlü ve ünsüz seslerin sayısında artış gözlenir.
Çocuk 6’ıncı ayın sonuna doğru ünsüz ile ünlü sesleri birleştirmeye başlar;
örneğin ba, da, ma gibi gibi sesler çıkarabilir.
- 7 ve
10’uncu aylar arasında ma-ma gibi hece tekrarları gözlenir. Bebek yetişkin
konuşmasına benzeyen ancak anlaşılmayan diziler meydana getirir. 11’inci
aydan itibaren anlaşılmayan ses dizileri arasına tek heceli sözcükler
yerleştirmeye başlar. Ardından da ilk anlamlı sözcükleri telaffuz etmeye
başlar.
- 12
ve 18’inci aylar arasında sözcükleri amaçlı olarak kullanır. 3-50
sözcükten oluşan kelime dağarcığı vardır. Nesneleri ve vücut bölümlerini
gösterir.
- 18 ve
24’üncü aylar arasında basit yönergeleri yerine getirir, nesneleri ve
resimleri isimlendirir. Sözcük dağarcığı 50-70 kelime içerir.
İki yaş çocuğun yürümeye, konuşmaya, kendi benliğini fark
etmeye başladığı bir dönemdir. Yaşamın ikinci yılındaki hızlı gelişim, çocuğu
pek çok açıdan bağımsız hale getirir. Motor yeteneklerle dil becerisinin
kazanılmasının çocuğun bağımsızlığındaki etkisi büyüktür. İki yaş çocuğu koşar,
tutunarak merdivenleri inip çıkar. Bu dönemde bildiği 70 veya daha fazla
sözcüğü kullanır, iki sözcükten oluşan basit cümleler kurar. İki yaş sorgu
çağıdır. Bu evrede çocuk nasıl ve niçin sorularını ısrarla sorar.
Ancak konuşamamak tek başına otizm belirtisi değildir.
Gecikmiş konuşmaya neden olan durumlar şöyle sıralanabilir:
- Ailesel
dil gecikmesi
- Gelişimsel
dil gecikmesi
- Prematüre
doğum veya büyüme gelişme geriliği
- İki
dil konuşulması, sağ el- sol el kullanılması gibi çatışma yaratan durumlar
- İşitme
kayıpları, işitmenin algılanması bozuklukları
- Dil
bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleri
- Otizm,
zeka geriliği yapan hastalıklar
- Psikososyal
uyaran eksikliği
- Ailenin
çocuğun üzerine titremesi ve ona konuşma fırsatı vermemesi
Kendi kendine konuşan çocuk otizmli olabilir mi?
Bebek gelişimi sürecinde kendi kendine konuşma sık görülen
bir durumdur. Aileler de bu tabloyu endişeyle karşılayabilmektedir. Çocuklar
yeni öğrendikleri şeyleri tekrar eder ve bu tekrarlar saatlerce sürebilir. Yeni
kelimeler onları eğlendirir. Bu durumun otizmle karıştırılmaması gerekir.
Otizmli çocuklar bir kelimeyi, bir soruyu günlerce tekrarlayabilir. Ebeveyn ne
tepki verirse versin, otizmli çocuklar aynı kelimeyi tekrarlayabilir. Bunun
ayrımını yapacak kişiler de çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanları ile çocuk
psikologlarıdır.
Anne ve babalar otizm konusunda ne yapmalı?
Özel eğitim temelli bir tedavi ile otistik çocuklar kendine
yetebilen ve toplumla uyumlu bireyler olabilir. Anne ve babalar otizmli
çocuklarının herkes gibi düşünmediğini anlamalı, bu durumu kabul etmelidir. Bu
durumda ebeveynlerin dikkat etmesi gerekenler şöyle sıralanmaktadır:
- Çocuğunuzun
düşüncelerini ve davranışlarını iyi gözlemleyerek çözmeli, öğrenmelisiniz.
Neye ne zaman tepki verdiğini takip etmelisiniz.
- Çocuğunuzun,
kendi dünyasında mutlu olduğunu; örneğin parkta bir başka çocuğun onunla
oynamadığı için üzülmediğini bilmelisiniz.
- Çocuğunuzdan
beklentilerinizi doğru ayarlamalısınız. Uzun soluklu bir döneme
girdiğinizin farkında olmalısınız. Eğer beklentinizi aşağıya çekerseniz,
çocuğunuzun sizi mutlu etmesine fırsat verebilirsiniz.
Televizyon otizm yapar mı?
Yapılan araştırmalar 2 yaş öncesinde televizyon izleyen
çocukların bilişsel gelişimlerinin olumsuz olarak etkilendiğini, dil
gelişimlerinin geciktiğini ortaya koymaktadır. Bu dönemde aşırı televizyon
izleme ile dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ve otizm arasında ilişki
olduğunu gösteren pek çok araştırma bulunmaktadır. Bu nedenle Dünya Sağlık
Örgütü önlem olarak 0-2 yaş çocuklarının televizyon ekranlarından uzak
durmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Cep telefonu ve tabletlerle çocuğa yemek
yedirmek, onu sakinleştirmek için ekran kullanmak, hafif olan otizm
bulgularının derinleşmesine neden olacaktır.
Oyun terapisi otizme faydalı mı?
Oyun terapisi, davranışsal ve duygusal sorunlar yaşayan çocukların
kendilerine yardımcı olabilmeleri için onlara destek veren bir terapi
yaklaşımıdır. Terapist oyun terapisinde, çocuğun güvenilir bir ortam olan oyun
odasında kendi seçtiği araçlarla oynayarak, duygularını dışa vurmasına yardımcı
olur. İngiltere’de yapılan bir araştırmada, 6 seans oyun terapisi gören
çocuklarda grup etkinliklerine katılma, iletişim kurma, dinleme ve etkinliklere
odaklanma konusunda olumlu gelişim sağlandığı belirtilmiştir. Oyun terapisi
otizmli çocuklar içinde son derece faydalıdır.
Asperger sendromu nedir?
Genel itibariyle otizme benzeyen Asperger sendromu hayat
boyu süren bir sorundur. Son zamanlarda hastalıktan çok sosyal iletişimi ve
uyumu bozan bir kişilik yapısı olarak ele alınmaktadır. Aspergerli çocuklar
okul hayatı ile ortaya çıkan; içe kapanıklık, iletişim problemleri,
karşıdakinin niyetini anlamada zorluk, ince motor beceri zayıflığı, takıntılar,
kısıtlı ilgi alanları belirtileriyle tanınmaktadır. Asperger sendromunda dil ve
konuşma becerisinde gerilik görülmemektedir. Bu çocuklar bazen patlayıcı ve
aynı ses tonuyla konuşabilir. Değişiklikten hoşlanmayıp, bir sohbeti başlatmada
ya da sürdürmede zorlanabilirler. Tek düze konuşup, esprileri
anlayamayabilirler. Göz kontakları zayıf olur, sevdikleri konularda aşırı
konuşabilirler. Asperger sendromunun doğru teşhisi için mutlaka konunun
uzmanlarından yardım alınmalıdır.
Otizm tanısını kim koyar? Hangi uzmanlar otizmi teşhis
edebilir?
Otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ve ergen ruh sağlığı
uzmanları, çocuk nörolojisi uzmanları ve çocuk psikologlarıdır. Çocuk ergen ruh
sağlığı uzmanları, otizmi tanır ve tedavi sürecini yürütür. Çocuk nörologları
da otizm değerlendirilmesi yapabilir ancak otizm dışında farklı sorunlar varsa
bu sorunlara yönelik tetkikler ve tedavi süreçlerini yürütebilirler. Eğer
çocuğunuzda otizm olduğunu düşünüyorsanız Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları
bölümlerine başvurabilirsiniz.
Otizm ruh hastalığı mıdır?
Hayır, otizm bir ruh hastalığı değildir. Otizm bir
nörogelişimsel bir sorundur. Büyüdükçe duygusal, davranışsal ve bilişsel
problemler ortaya çıkar.
Otizmli çocuk üstün zekalı mıdır?
Otizmli çocukların birçoğunda zekayı değerlendirmek kolay
olmamaktadır. Erken okuma, harfleri ve rakamları ezberleme durumu ile güçlü
hafıza belirtileri olabilir. Zekayı problem çözme becerisi ve uyum kapasitesi
olarak tanımlarsak farklı düzeylerde zorlukları olduğu görülmektedir.
Otizmli çocukların görüntüleri birbirine benzer?
Hayır, otizmli çocukların fiziksel görüntüleri birbirine
benzemez. Hepsinin özellikleri birbirinden farklıdır. Her çocuk gibi ailesine
benzeyen fiziksel yapıya sahiptir.
Otizmli çocuklar üstün yetenekli midir?
Otizmli bireylerin nadir bir kısmında güçlü bir hafıza,
müzik gibi üstün yetenekler olsa da, genellikle uyum ve problem çözme sorunları
vardır.
Otizm ilacı var mı?
Otizmdeki tek tedavi, erken teşhisle birlikte erken ve yoğun
eğitimdir. İlaçlar ana belirtileri düzeltmez ancak otizmde eşlik eden sorunları
çözmek için kullanılabilir.
Otizm sıcakkanlı olmayan anne ve babaların çocuklarında
mı görülmektedir?
Çocuklarıyla duygusal bağ kurmayan anne ve babalarla ilgili
araştırmalar, bunun çocuğun otizmli olmasıyla bir ilgisi olmadığını
göstermiştir. Otizm sebebi aile tutumları olmamakla beraber; iyileştirici
davranışlarda ailenin duruşunun katkısı büyüktür.
Otizm kısa süren bir eğitimle geçebilir mi?
Otizm bir ömür süren, eğitimlerle desteklenmesi gereken bir
sorundur. Yoğun ve uzun bir eğitim süreci gerektirmektedir.
Otizm diyeti var mı?
Otizm diyetle düzelen bir problem değildir. Dolayısıyla
otizm diyeti yoktur. Metabolik problemler varsa buna yönelik tedaviler ve
diyetler kullanılır.
Otizm bulaşıcı mıdır?
Otizm kişiden kişiye geçen bir sorun değildir. Yani otizm
bulaşıcı değildir.
ESKİŞEHİR OTİZM BOZUKLUĞU
ÇALIŞAN UZMANLAR İÇİN TIKLAYIN!
Yorumlar
Yorum Gönder